-
Öğretmenlere Kısa Not:
Çocuk psikiyatride son yılların en popüler yakınması: Dikkat eksikliği. Çocukların sınıf ortamında konsantrasyonunu bozabilecek pekçok neden vardır. Klinik anlamda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu başta gelen nedendir, diğer psikopatolojik durumlarda da gözlenebilir. Ancak klinik dışı nedenlerin de (herhangi bir tanı konulmaksızın) çocukların konsantrasyonunu olumsuz etkileyebileceği akla gelmelidir. Öğretme ortamının konforunda yetersizlik, çocuğun öğrenme motivasyonunda eksiklik, ebeveynin takipte beceriksiz kalması, öğrenme araç gereçlerinin eksikliği gibi durumlar da akla gelmelidir.
-
Oyun Bilmez Ebeveynler
Anne babalar çok dertliler. Çocuklarının odalarına kapanıp saatlerce (ister telefon, ister dizüstü, isterse de masaüstü şeklinde olsun) bilgisayarların başından ayrılmamalarından. Daha 2,3 yaşında iken, eğlendirmek ya da oyalamak adına eline telefon tutuşturmanın kolaycılığına kapılan ebeveynin, daha sonraki yıllarda bu durumdan şikayet etme hakkı olabilir mi? Bilinçsiz davranmaları sayesinde, artık çocuklarımız oyun denildiğinde bilgisayar oyunlarını anlıyorlar. Çünkü çok sayıda anne baba, çocuklarına oyun veya uğraş alanları oluşturmakta, hatta birlikte oynamakta ya beceriksiz ya da gönülsüz.
-
Anasınıfında Youtuber Marifeti – Haber Global TV
-
Haber 20 Programı – Haber Global TV
-
“Türkiye, Bilime Takılmayın” Kurumu!
Zaman zaman duyarız; bu ülkede yeterince değerlendirilememiş ama başka memleketlerde baş tacı edilmiş insanlarımızın öykülerini. Bu kez örnek Antalya’dan geldi. Özel bir lisenin 4 öğrencisi, geliştirdikleri 2 ayrı proje ile ABD’deki uluslararası bir olimpiyattan 1.lik ve 3.lük çıkardılar ancak öğrendik ki; projeleri için TÜBİTAK’tan destek alamamışlar. Bu çocuklar nasıl ya da ne için bir destek istemiş olabilirler? Yol parası için mi? Malzeme desteği mi? Projelerini daha da geliştirmek için parasal destek mi? Türkiye’nin en büyük bilimsel araştırma kurumu olduğunu bildiğimiz ve verdiği büyük desteklerle gündeme gelen bir kurumun gerekçe göstermeksizin geri çevirmesi, bu ülkenin şahdamarını bilenlere çok şaşırtıcı gelmiyor. Bu haberin yayımlandığı günlerde ABD Başkanı Obama ise; “entrepreneurship is a…
-
Karne ve Anne Baba Tutumları
1) Aileler hayal kırıklığı yaşadıkları karneler konusunda çocuklarına nasıl davranmalıdır? Aileler bu nedenle hayal kırıklığı yaşıyor iseler yaklaşımlarında bir sorun zaten var demektir. Karne anne babanın karnesi değil ki, çocuğun karnesi. İlk anda bir şaşkınlık yaşasalar da genelde soğukkanlı olmaları esastır. Zayıf karne getiren çocuğun akademik durumu ve böyle bir karne geleceği zaten tahmin edilebilir. Yapılabilecekleri özetleyecek olur isek: -Kontrolsüz öfke, suçlayıcı, kıyaslayıcı, rencide edici, suçluluk duyurucu yaklaşımlar doğru olmaz. -Birebir konuşularak; zayıf bir karnede kişisel sorumluluğunun yüksek olduğu söylenmeli, zayıflığın nedenlerini bulmanın ve bundan sonraki süreçte eksikleri tamamlamanın daha önemli olduğu vurgulanmalıdır. -Aile de eksiklerin tamamlanmasında sözle ve eylemleriyle destek olmalı; çalışma disiplininin kurulması, zaman planlaması, akademik destek vb…
-
Kreş ve Ana Sınıfına Hazırlık
Okullaşma oranı bir ülkenin uygarlık düzeyinin en önemli göstergesi. Bu nedenle dünyanın çoğu ülkesi, olanakları ölçüsünde kendi vatandaşları için belirli bir süre temel eğitimi zorunlu kılar. Ülkemizde de bu yıl itibarı ile her Türk vatandaşının asgari on iki yıl öğrenim görme zorunluluğu var artık. Yeni sistemde okula başlama yaşının 66 aya düşürülmesi sanki okul öncesi eğitimi gereksizleştirmiş gibi anlaşılabilir ancak bazı noktalar da unutulmamalıdır: Okullaşmanın ve bilgi paylaşımının yaygınlaşması, çalışan ebeveynlerin çocuklarına ayırdıkları zamanın azalması, her gelen kuşağın daha sağlıklı ve gürbüz yetişmesi, çocuklarına erkenden iyi bir kariyer hazırlamak isteyen ailelerin talepleri ve devletlerin de bunu destekleyen politikaları gibi nedenlerle okullaşma yaşı giderek daha aşağılara inmekte, dünyada ve ülkemizde okul…
-
Çocuk ve Depresyon
Depresyon, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2002’li yıllardaki en önemli on sağlık probleminden birisi olarak kabul edildi. Erişkinler için bu kadar önemli olan bu ruh sağlığı sorunu çocuklarda da görülebilir mi? Elbette ki görülür, hem de tahmin edilenden daha yaygındır. Çocuk da mutsuz olur, neşesi kaçar, gündelik yaşantısında isteksiz veya verimsiz olur. Tahmin edilenden daha yaygın olduğunu belirttiniz. Depresyon yaşayan çocuklar, kliniklere daha mı az başvuruyorlar yoksa aileler bunu fark etmekte mi zorlanıyorlar ya da hekimler de depresyon tanısı koymakta zorlanabiliyorlar mı? Söylediklerinizin hepsinden kaynaklanan nedenler söz konusu. Bir kere çocuklar, hem ekonomik açıdan hem de sosyal açıdan ailenin kontrolü altında, üstelik yaşı küçük olanların kendilerini ifade etmeleri de güç, dolayısı…
-
Boşanma Kararı ve Çocuklar
Ülkemizde; değişen koşullara bağlı olarak boşanma oranları da yıldan yıla artış göstermektedir. Boşanmaların çoğunda; ayrılık öncesi ve hatta sonrası da tartışmalı geçtiği için en çok çocuklar etkilenmektedir. Dolayısı ile evliliği kötü giden çiftler, çocuklarının varlığını ve olumsuz durumlarda onların daha çok zarar göreceklerini unutmamalıdırlar. Kötü giden evliliklerde karı koca arasındaki anlaşmazlıklar ve inatlaşmalar yalnızca kendi ilişkilerinde değil; çocuk bakımı ve eğitimi gibi konularda da yaşanır. Çatışmalı anne baba ilişkisi; çocuğun tutarlı ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini zorlaştırır, çocuğun kişisel gelişimi ciddi darbe alır ve böyle evliliklerde büyüyen çocuklarda davranış sorunları çok sıktır. Aile içinde; anne babada fiziksel ve ruhsal hastalıklar olması, işsizlik, ekonomik zorluklar, alkol ve madde kullanımı gibi…
-
Küçük Çocuklarda Sorumluluk Eğitimi
Küçük çocuklarda sorumluluk eğitimi zihinsel ve motor gelişimine bağlı olarak her yaşta verilebilir. Örneğin; 8 aylık bir çocuğun annenin su içirdiği bardağı tutmaya çalışarak destek olması, 2.5 yaşında bir çocuğa seçtiği kıyafetleri n getirtilmesi ya da 6 yaşında bir çocuğun okul çantasının hazırlanmasına yardım etmesi vb eylemleri sorumluluk eğitimine hazırlık kapsamında değerlendirilebiliriz. Çocuk; öğretilecek olan davranışa gelişimsel açıdan hazır olmalıdır. Öğretileni yapabilecek motor (bedensel beceriler) ve zihinsel olgunluğa sahip olmalıdır, örneğin; vücudundaki organlarını tanımayan, basit tekli komutları alamayan bir çocuğun soyunmaya ve giyinmeye yardım etmesi beklenemez. Çocuğun öğrenebilecek yeterliliğe ulaştığı görüldükten sonra; özellikle de karmaşık sorumluluklar öğretilirken gözetim altında kademeli olarak denemeler yapılabilir. Bu sürecin bir yetişkin (genellikle anne baba)…